Malta Tarihi: Binlerce Yıllık Malta Tarihi
Malta tarihi açıdan da çok önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Küçük bir ada ülkesinde bu kadar tarih olur mu diye soruyorsanız. Malta’nın bir zamanlar Avrupa ve Afrika kıtalarına bağlı olduğu düşünülüyor.
Yani aslında bir kara bütünlüğü varmış ve daha sonrasında ise ada olarak oluşumunu tamamlamış. Bu konuda sizi hayrete düşürecek bilgilere Malta hakkında şaşırtan 15 efsane bilgi linkinden ulaşabilirsiniz.
Malta tarihinde adadaki ilk yaşayan insan belirtileri M.Ö.4000 yılına kadar dayanmaktadır. Bu dönemdeki kalıntılar, Avrupa ve Afrika kıtalarına bağlı olduğu dönemlere aittir. Araştırmacılar, Malta tarihi açısından çok önemli olan Gozo’da bulunan tapınakların yeryüzünün en eski eserlerinden biri olarak nitelendirmektedir. En eski ilk 10’da değil ama yinede baya eski.
Araştırmacılar Gozo adasında bulunan tapınakların yeryüzünün en eski, tek başına ayakta durabilen abideleri olarak nitelendirmektedirler. Restorasyon çalışmaları nedeniyle geçici olarak kapalı olan Paola’daki Hypogeum, tarih öncesi dönem mühendisliğinin olağanüstü başarısının bir göstergesi olarak, kayalardan oyulmuş odalar ve labirent geçişleriyle türünün tek yeraltı tapınağıdır. Diğer tapınaklar Mnajdra, Hagar Qim, Tarxien görülmeye değer pek çok yer gibi Malta’nın “Kutsal Ada” oluşu teorisini doğrulamaktadır.
Kısaca Malta Tarihi
Fenikeliler döneminde Akdenizde bir Fenike gemisi (Phoenician) Kaynak: britannica
M.Ö. 800 ile M.S. 870 yılları arasında Malta adasındaki varlıklarına dair belirgin izler bırakan ve art arda gelen medeniyetlerin beşiği olmuştur.
Malta tarihi sıralamasında; M.Ö. 8. yüzyılda Fenikeliler, M.Ö. 480’li yıllarda Kartacalılar, M.Ö. 218 yılında Romalılar, M.S. 4. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğunun egemenliğine geçmiştir. M.S.. 870 yılında Kuzey Afrikalı Berberilerin hükmü 1090 yılında Normanlar sayesinde son bulmuştur.
Malta tarihinde, Normanların hükmü nispeten çok kısa sürmüş, ada art arda Almanlar, Fransızlar ve İspanyolların egemenliğine girmiş, 1522 yılında Osmanlıların Rodos’u alması ile, Rodos’tan kaçan St. John Şövalyelerinin adaya gelmeleri ile son bulmuştur.
1291’de Müslümanların gelişiyle, şövalyelerin kaderi değişti. Rodos’u geri alarak Türklere karşı iki yüzyıl mücadele ettiler ama 1522’de Kanuni Sultan Süleyman Rodos’u ele geçirerek, şövalyeleri adanın dışına sürdü. Yeni bir vatana ihtiyaç duyan şövalyeler 1530’da imparator V. Charles’in verdiği imtiyazlarla Malta Adasına yerleştiler. Gelir gelmez ticareti ve sosyal ilişkileri geliştirmeye başladılar, yeni hastaneler yaptılar, en önemlisi de adada güçlü bir kalkınma hareketi başlattılar.
Fakat Kanuni Sultan Süleyman, Avrupa’nın geçiş yolları üzerinde bulunan Malta Adasını da imparatorluk sınırlarına katmak istiyordu. 1565’te güçlü bir donanma ile Malta’ya geldi ve kuşatma başlattı. Malta tarihinde bu kuşatma Great Siege of Malta ismi ile anılır. Kuşatma 4 ay kadar sürdü. Sonunda Sicilya’dan gelen yardımla şövalyeler galip geldiler. Şövalyeler bu savunmayla Güney Avrupa’nın ve Hiristiyanlık aleminin güvenini kazandılar. Türklere karşı kazanılan bu zaferden sonra, Malta ve Gozo’yu büyük bir şevkle geliştirmeye başladılar. Adalar, bu dönemde mimarlık, sanat ve kültür açısından altın devrini yaşadı. Malta Adasındaki pek çok görkemli yapı bu dönemin eserlerindendir. Malta’nın başkenti Valetta şehri, ismini şövalyelerin büyük ustası Jean Parisot De La Vallette’den almıştır. Valletta en erken dönem raylı sistemin kullanıldığı şehirlerden biridir.
1798 de adaya gelen Napolyon , başta halk tarafından iyi karşılanmış fakat daha sonra ilkokulların kurulması gibi farklı iyi yasaları kiliseye karşı bir hareket olarak nitelendiren halk tarafından Valetta ve Three Cities’in gerilerine sürülmüş, böylece İngiliz filosu Grand Harbour’a girmiş ve 1,5 yüzyıl boyunca adadan ayrılmamıştır.
Malta Tarihi: Kronojilik Malta Tarihi
Malta’daki İlk İnsan Varlığı
Neolitik dönemde Malta’ya ilk yerleşenler, adanın temellerini atmıştır. Arkeolojik kazılarda bulunan antik eserler, bu döneme ait zengin bir kültürel mirası ortaya koymaktadır. Malta‘nın tarihî başlangıcına odaklanarak, adanın kökenlerine daha yakından bakabiliriz.
1. Neolitik Dönem: İlk İnsan Varlığı
Neolitik dönemde Malta’da yaşamış olan topluluklar, tarım ve yerleşik hayata geçişle dikkat çeker. Bu döneme ait arkeolojik kalıntılar, Malta’nın ilk insan varlıklarına ev sahipliği yaptığını göstermektedir. Malta’nın güneyinde, Birzebbuga’nın yakınındaki Ghar Dalam mağarasında taş devri insanlarının kalıntılarına rastlanmaktadır. Arkeologlar bu bölgede önceki dönemlerden kalma geyik, hipopotam ve bodur fillerin kalıntılarını da keşfetmişlerdir.
2. Fenikelilerin Etkisi (M.Ö. 870 – M.Ö. 480)
Fenikelilerin Malta’ya gelişi, ticaret ve kültürel alışverişin artmasına neden olmuştur. Malta’nın bu dönemdeki yerleşimleri, Fenike medeniyetinin izlerini taşır.
3. Kartacalılar (M.Ö. 480 – M.Ö. 218)
Kartacalılar, M.Ö. 814 yılında Tunus yarımadasında kurulmuş bir Fenike kolonisi ide. Kartacalılar, Batı Akdenizdeki adalara ve Kuzey Afrika kıyılarında hülküm sürdüler. M.Ö. 480 yılında Malta Kartacalılar tarafından alındı ve iki yüzyıl boyunca Kartaca egemenliği altında kaldı.
Malta’da Roma Dönemi
4. Roma İmparatoluğu Hakimiyeti (M.Ö. 218 – M.S. 476 – M.S. 533)
Malta, Roma Cumhuriyeti sırasında önemli bir rol oynadı. Roma döneminin Malta üzerindeki etkisi, mimari ve kültürel açıdan adanın zenginleşmesine katkıda bulundu. Malta’daki antik yapılar, Roma’nın medeniyetinin bir yansımasıdır.
M.Ö. 218 yılında, Malta adaları, Roma İmparatorluğunun yayılma politikası sonucunda İmparatorluğun bir parçası olmuştur. Bu dönemde meydana gelen en öenli olay ise St. Paul gemi kazasıdır. Bir gemi kazası sonucu Malta halkı Hristiyanlığa geçmiştir. St. Paul Shipwreck, her yıl 10 Şubat’ta kutlanır ve aynı zamanda Malta resmi tatilidir. St. Paul Shipwreck ile detayları bu linkte bulabilirsiniz: St. Paul gemi kazası .
Malta, Roma İmparatorluğunun parçalanması ile birlikte, MS 4. yüzyılın sonlarına doğru Doğu Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetine geçmiştir. Son Roma İmparatoru Son Roma İmparatoru Romulus Augustulus, MS 476’da tahttan indirildiğinde Malta adaları, Vandallar ve Gotların eline düşmüştür. yaklaşık 60 yıl sonra Doğu Roma İmaratorluğuna yani Bizans imparatorluğuna geçmiştir. , yaklaşık 60 yıl sonra da Sicilya ile birlikte Bizans yetkisi altına girmiştir. (M. S. 533 – M.S. 870)
Malta’da Arap Hükümdarlığı
5. Malta’da Arap Hükümdarlığı (M.S 870 – M.S. 1090)
Malta, Orta Çağ boyunca çeşitli medeniyetlerin egemenliğinde değişim gösterdi. Arab ruleti, Norman istilası ve Aziz John Şövalyeleri dönemi, Malta’nın tarihî evriminde önemli dönemeçlerdir.
Araplar sadece 200 yıl boyunca hüküm sürmesine rağmen, adaya refah ve huzur getirmişlerdir. Malta tarihinde, yeni tarım teknikleri, sulama sistemleri gibi yenlikler ile ada halkına katkı sağlamışlardır. Adadaki Arap hükümdarlığının şu anda günümüze dek gelen en büyük mirası, Arapça’ya çok yakın olan Maltaca dili olmuştur.
Arapların egemenliği 1090 yılına kadar sürmüş. 1090 yılında Normanların istilası ile Arap hükümdarlığı son bulmuştur. Ama adadaki arap kültürünün etkisi 13. yüzyıla kadar devam etmiştir. Normanların Malta’ya yönelik istilası, adanın siyasi ve kültürel yapısını değiştirdi. Malta’nın Norman etkisi, bu dönemdeki mimari ve kültürel özelliklerde görülebilir.
Kim bu Normanlar:
“Normanlar Viking soyundan gelen İskandinav kökenli bir halktır ancak komşuları olan Cermen kökenli Frenk halkalarıyla karışarak yeni bir kültür oluşturmuşlardır. Zamanla Hristiyanlık dinine geçmişlerdir. Günümüzde konuşulan Normanca, Fransızcaya oldukça benzer bir dildir.”
6. Normanlar (M.S. 1090 – M.S. 1194)
Normanlar Sicilya’dan sonra Malta’yı da hükümdarlıokları altına almış. Sicilya ve Malta arasında gelişen ticaret, Maltaca dilinede etki etmiş ve İtalyanca kelimelerde dile eklenmiştir.
Normanlardan sonra, Malta farklı hükümdarlıkların egemenliği altında kalmıştır. 1530 yılında St. John emrindeki şövalyeler Malta’ya gelene kadar Almanlar, Fransızlar ve İspanyol hükümdarlıkları altında kalmıştır.
7. St. John Şövalyeleri (M.S. 1530 – M.S. 1798)
26 Ekim 1530’da Philippe de Villiers Malta’nın yönetimini devralıyor. Tablo ünlü ressam René Théodore Berthon‘a ait.
St. John Şövalyeleri, Malta’nın tarihinde önemli bir rol oynadı. Bu şövalyelerin Malta’ya katkıları, adanın Orta Çağ’daki önemini vurgular.
1522 yılında Rodos’un Kanuni Sultan Süleyman tarafındna ele geçirilmesi sonucu, St. John Şövalyeleri, Sicilya’ya sürüldü. 1530 yılında ise, Roma İmparatoru V. Charles tarafından Malta, St. John Şövalyelerine tahsis edildi. 26 Ekim 1530 yılında Hospitalier Şövalyelerinin lideri Philippe de Villiers, Malta yönetimini devraldı. 1565 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu Malta’yı kuşattı. 1565 Kuşatması, Malta’nın tarihinde dönüm noktalarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu’nun Malta’yı ele geçirme girişimi, adanın kaderini belirleyen bir olaydır. Kuşatma sırasında Malta’nın savunmasında yer alan kişiler, adanın bağımsızlığını koruma adına büyük bir rol oynadı. Malta tarihinde bu savunmayı yapanların yeri ayrıdır. 1565 Kuşatması’nın ardından Malta, direnişin sembolü haline geldi. Kuşatmanın Malta’nın geleceği üzerindeki etkisi, adanın bağımsızlık ve özgürlük arayışındaki kararlılığını vurgular.
Büyük kuşatma 11 Eylül 1565 tarihinde son buldu ve bu kuşatmadan sonra Valetta’nın kurulmasına karar verildi. Büyük kuşatma ve Valetta ile ilgili daha detaylı anlatımı, Malta’nın başkenti Valletta linkinde bulabilirsiniz.
8. Fransız İşgali (M.S. 1798 – M.S. 1800)
1798 yılında Napolyon yönetimindeki Fransızlar, finansal olarak iyice zayıflamış Malta’yı işgal etmiş ve yönetimi ele geçirmiştir. Başta iyi karşılansalarda, Fransız politikaları sonucunda adadaki Fransızlar, geldiklerinden hemen 3 ay sonra, yerel halk tarafından şimdiki Valetta’ya kadar sürüldü. Malta tarihinde en kısa hükümdarlık Fransızlarındır. Ve 1800 yılında, Büyük Britanya ordusu, Malta’yı Fransızlardan kurtarmak için Malta’ya girdi..
9. İngiliz Himayesi (M.S. 1814 – M.S. 1964)
1802 yılında, Malta’nın St. John himayesine geri dönmesine karar verilmiş ama ada halkı eski hükümdarlarına geri dönmek istememiştir. 1814 yılında yapılan Paris antlaşması ile birlikte Malta Büyük Britanya İmparatorluğuna katılmıştır. Ve 21 Eylül 1964 tarihine kadar İngiliz sömürgesinde kalmıştır. Malta tarihine İngilizlerin katkısı büyüktür. Britanya yönetimi, Malta’nın sosyoekonomik yapısında önemli değişikliklere neden oldu. Modernleşme ve ekonomik büyüme, adanın gelişimini etkiledi. 150 yıllık İngiliz sömürgesi boyunca adada İngilizce hakim olmuş ve İngilizce Malta resmi dili olarak kabul edilmiştir. 21 Eylül tarihi, o günden bu yana Malta’da Bağımsızlık Bayramı olarak resmi bayram olarak kutlanmaktadır ve 21 Eylül tarihi resmi tatildir.
Son İngiliz kuvvetleri 31 Mart 1979’da adayı terk etmiştir.